Madem anime muhabbetlerinde sürekli yer işgali yapıyoruz o zaman buradan devam edelim bari olur mu?
Anime'ler Hakkında Konuşalım
Şu Ergo Proxy'e bir kaç gün içinde başlayacam. Büyük ihtimal beğenerek izleyeceğim bir seri olacak, bakalım. Tsutomu Nihei'nin mangalarından aldığım gazla bu tarz serilerie yönelme eğilimindeyim. Bu arada FMA'nın yeni filmi Japonya'da gösterime girdi, hatta 9/10 temmuz itibariyle Japon sinemalarında en çok izlenen 5. film olarak listelerde yer edinmiş. (dördüncülükten düşmüş ) (bkz; http://www.tokyohive.com/2011/07/japan- ... -09th10th/) DVD'si ne zaman çıkarda çevirisi yapılır bilmiyorum.
Bu arada bir sikrinşat paylaşayım. Deadman Wonderland animesinin 5. bölümünden. Admine selam olsun!
Bu arada bir sikrinşat paylaşayım. Deadman Wonderland animesinin 5. bölümünden. Admine selam olsun!
Şu Ergo Proxy'e bir kaç gün içinde başlayacam. Büyük ihtimal beğenerek izleyeceğim bir seri olacak, bakalım. Tsutomu Nihei'nin mangalarından aldığım gazla bu tarz serilerie yönelme eğilimindeyim. Bu arada FMA'nın yeni filmi Japonya'da gösterime girdi, hatta 9/10 temmuz itibariyle Japon sinemalarında en çok izlenen 5. film olarak listelerde yer edinmiş. (dördüncülükten düşmüş ) (bkz; http://www.tokyohive.com/2011/07/japan- ... -09th10th/) DVD'si ne zaman çıkarda çevirisi yapılır bilmiyorum.Amanın, o da ne! :O Geçenlerde ben de izledim Deadman Wonderland'i, izlerken fark etmemiştim o sahneyi. İyiymiş. Şöyle de bir manga vardı bu arada, eheh.
Bu arada bir sikrinşat paylaşayım. Deadman Wonderland animesinin 5. bölümünden. Admine selam olsun!
Yeni FMA filminin (Milos no Seinaru Hoshi, The Sacred Star of Milos) DVD/BD'si ne zaman çıkacak henüz açıklanmadı, ama en azından 2011 yılı içinde beklemeyin derim ben. Misal, son Bleach filmi Jigokuhen gösterime gireli neredeyse sekiz ay oluyor, DVD'si yanılmıyorsam iki gün sonra çıkacak.
Yeni FMA filminin (Milos no Seinaru Hoshi, The Sacred Star of Milos) DVD/BD'si ne zaman çıkacak henüz açıklanmadı, ama en azından 2011 yılı içinde beklemeyin derim ben. Misal, son Bleach filmi Jigokuhen gösterime gireli neredeyse sekiz ay oluyor, DVD'si yanılmıyorsam iki gün sonra çıkacak.
Neyse artık anime açlığımı başka animelerle bastıracağım yoksa o vakte kadar kalp krizi geçiririm.Aslında Japonya'ya gitmek lazım da japonca bilmiyorum ki(Bilsem de gidemem de çaktırmayın hayal kuruyoruz şurda ).
Bu arada anime açlığı demişken sonunda Darker Than Black izlemeye başladım ama beğenmeyerek bıraktım.Onun yerine bana karın ağrıları yaşatarak anime ihtiyacımı karşılayan bir yapıma başladım.İsmini söylemek yerine bir resim paylaşsam elbette bilen çıkar aramızda.
Arakawa Under the Bridge, ne kazandım AvengerProxy (:
Eğlenceli seridir, özellikle Sister karakteri yıkıp geçirir adamı gülmekten. Her birisini severim o ayrı bir konu ama
Ödül vaat etmemiştim ama sister karakterini seviyorsun değil mi?O zaman sana bu resmi armağan ediyorum.Benim yapımım değil ama her Yu-Gi-Oh destesinde mutlaka olması gereken bir kart XD
Valla Yugi-Oh'dan pek anlamam ama ortaya Sister çıkınca, Mavi Gözlü Beyaz Ejder bile kaçacak delik arar
Aslında teknik olarak mavi gözlüye karşı Yu-Gi-Oh oyununda pek bir şey yapamaz ama gerçek hayatta karşılaşırlarsa Exodia bile kaçacak delik arar orası ayrı bir konu XD
Arakawa muhabbetine ben onun incelemesini tamamlayınca devam edelim(Bir kaç güne hazır olmasını umuyorum lütfen konumu çalmayınız XD ).Basit sorularla devam edelim ama.Bu sefer ki öncekisinden bile daha basit bahse varım bu konuda.Şu terim size hangi animeyi ifade ediyor.Amakakeru Ryu No Hirameki(Lütfen google kullanmayınız )
Ne yazık ki daha önce, başka bir başlıkta yaptığın yorumda kullanmıştım, o nedenle Rurouni Kenshin ile ilgili bir şey olduğunu biliyorum. Ki kendisi de vakit bulduğum bir gün oturup izlemeyi planladığım eski serilerden birisidir.
Arakawa ile ilgili olarak, izlenimlerini merakla bekliyorum. Umarım benim kadar sende keyif alırsın izlerken.
Arakawa ile ilgili olarak, izlenimlerini merakla bekliyorum. Umarım benim kadar sende keyif alırsın izlerken.
Ne yazık ki daha önce, başka bir başlıkta yaptığın yorumda kullanmıştım, o nedenle Rurouni Kenshin ile ilgili bir şey olduğunu biliyorum. Ki kendisi de vakit bulduğum bir gün oturup izlemeyi planladığım eski serilerden birisidir.
Arakawa ile ilgili olarak, izlenimlerini merakla bekliyorum. Umarım benim kadar sende keyif alırsın izlerken.
1-Sorunun cevabı bu değil ama bu terimin ait oılduğu animeyi değil açıklamasını sordum ki bunu da animeyi izleyenler ancak bilir(Yaşasın Kötülük ).Bu arada ilk fırsatta izlemeni tavsiye ederim muhteşem bir animedir.Avatarımın geldiği yerdir Rurouni Kenshin.Ama animeden sonra Tsuioku hen ile Seisouheni izlemeyi unutma-ki Seisouhen animenin gerçek sonudur bu yüzden önce Tsuioku hen'i izlemen daha sağlıklı olacaktır-
2-Arakawa'yı şu an bitiriyorum zaten ve oldukça eğlendiğimi söyleyebilirim ama her incelemeye bir şiir işini bu anime için bozucam duygusal bir anime olsaydı yazardım yine de komedi olunca uzun bir tanıtım daha yararlı olur ama belli olmaz benim yapacağım
Ben bütün başlıklara en geç gelen tip olarak, bu başlıkta da bi şeyler yazayım diyorum. Yaz sezonu demişiz, güzel, takip ediyoruz bi şeyler:D Hatta ufak bi inceleme de yapayım izlediklerim hakkında, tartışma falan doğar hani:D
Yaz sezonu biraz Seinen ağırlıklı sanki. Çok fazla ecchi beklerken bu kadar aksiyon ve seinen ile karşılaşınca şaşırdım doğrusu. Moe'leri durduramıyoruz gerçi <_<
Higurashi No Naku Koro Ni "Kira" > Ahem, Higurashi serilerini izleyen ya da en ufak bi bilgisi olan arkadaşların izleyebileceği 10. yıl şerefine eğlenceli bi OVA. Fanservislerin döndüğü filler tadında geçen 3-5 bölüm:D Poposuyla cam silenler, bedeni yemekle kaplananlar, göğüslerinin arasına flüt sokanlar vesaire vesaire. Pata küte birilerini kesen karakterlerimizi bi de böyle görmek isteyenlere iyi gelir bence
Ikoku Meiro no Croiseé > Lanet olsun bu animede niye sıkılmıyorum. Eski Fransa zamanlarını konu alıyor. Fransa'ya Japonya'dan keyfi olarak çalışmak için gelen küçük kızımız Yune'nin bi "tabelacıda" geçirdiği zamanları anlatıyor. Her ne kadar kızımızın sürekli ^^ modda gezmesi çok sıkıcı olsa da, Japon ve Fransız kültürüyle ilgili ufak ufak ara bilgilerin geçmesi seriyi biraz hoş hale getiriyor. Üstelik arada Fransızca anlatıcının devreye girmesi de hoş bi artı.
Kamisama Dolls > Sezondaki favorim sanırım. Başta çok sıkıcı başlamış gibi dursa da bi şekilde aksiyonu iyi kavradı bu seri. Robotumsu şeyleri zihnen yönetebilen "Seki"ler, bu geleneği uzun yıllarca sürdüren bi köy ve bu köyden kaçan gencimizi anlatıyor. Biraz geçmişe dayalı bi tema halinde ilerlediğinden, insanın aklında hep bi merak oluyor seri boyunca. Ortada bi sırrın dönmesi de seriye bağlılığı arttırıyor. Şahsen bu sezondaki favorim bu, açılışı da pek güzel zaten:D Aksiyon tarzı bi şeyler arayanlara önerebilirim.
Kamisama no Memochou > bir anime nasıl batırılır. En iyi örneği budur heralde. NEET bi dedektifi ele alıyıor serimiz, "It's the only NEET thing to do" sloganıyla çok ilgi çekici olarak başlamış, light novel uyarlaması olduğu için daha bi dikkat çekmişti ama maalesef o beklenen hareketi yakalayamadı. Her bölüm bir case/dava üzerinden ilerledikleri için ortada karakterler üzerinde bi gelişme olmuyor, sanki her bölüm seriye ilk kez başlamış gibi bi havadayız. NEET dedektif kızımız çok tatlı, çok soğukkanlı ama bi o kadar da şirin olmasına rağmen seriyi kurtaramıyor. Hoş, 4. bölüm pek aksiyonlu bi havaya sahipti ama sanmıyorum seri iyi yerlere gelebilsin. 7 puan eder yine de.
Mawaru Penguindrum > Revolutionary Girl Utena izleyenler varsa bilir, sembolizmin ne derece suratlarına tokat gibi yapıştırıldığını, mindfuck'ların doruklarını. İşte o lanet güzellikteki animenin yönetmeninin sahnelere geri dönüşü bu Penguenli animeyle oldu. insan korkuyor tabi, sembolizmler yine hükmedecek mi diye ama bu seferlik Komediyle yetiniyoruz. Kız kardeşlerinin hiç beklemedikleri bi anda hastalığı yüzünden ne yapacaklarına karar veremeyen iki abinin, bi anda kardeşlerinin yanlarında dirilmesiyle hayatları değişiveriyor. Giydiği bi şapkayla bambaşka bi insana bürünen "zombi" kızımız, "Penguindrum" isimli bi şeyi oğlanların bulmasını istiyor. Yardımcı olarak da kardeş başına bi penguen gönderiyor. Penguenlerimiz seriyi kurtaran unsurlar bence:D Bu sezon için ciddi anlamda "garip" bi anime isteyen varsa penguenleri seve seve öneririm.
Mayo Chiki! > Sezondaki ikinci favorim de bu sanırım. Beklenmedik derecede mangasından animesine iyi bi şekilde uyarlanan serimiz, tam anlamıyla bir "okul komedisi." Genelde bu tarz animeler çok klasiktir, çok klasik espriler olur. Hatta ben de ilk bölümde bırakmayı düşünüyordum. Tüm okulun imrendiği çok güzel zengin kızımız, bunun yanında sürekli dolaşan çok yakışıklı uşağı ve bunların dışında kızlarla temasa girdiğinde burnundan kanlar fışkıran, kızlardan kaçtığı için gay sanılan basit oğlanımız. Bir bakıyoruz, aslında erkek uşak güzeller güzeli bir kız. Buraya kadar çok klasik. Ama kim tahmin eder, zengin kızımızın sadist çıkacağını; ara ara kızlarımızın yandereye bağlayacağını. Hala çok klasik duruyor aslında ama bi şekilde komedi seviyesini yüksek tutmayı başarmış Mayo Chiki. Bu sezonun en iyi komedisidir bence bu.
Nana to Kaoru > Ben bunu niye izlediğimi hala anlamış değilim. Mangası çok güzel diye duydum, izlemeye başladım ve karşıma çıkan tek şey fetiş meraklısı bi oğlan ve kızın "eğlencesine" sapıtmaları. Kızımız okulun en uslu kızı, en zeki çalışkan kızı. Oğlan da pislik tipsizin teki. Fetişler üzerine kurulu bi arkadaşlığı konu alıyor, ilk bölümden ötesini izlemedim. Hani meraklısı varsa izleyebilir:D
No. 6. > Sezonun bilim-kurgu serisi. Sanırım tek bilim-kurgu bu sezondaki, emin değilim gerçi. İlk bölüm pek garip; bir yanda çok süt bi oğlanın garip hareketleri, diğer yandan bi mekandan kaçan suçlu oğlanımız. Bunların yolu bir yerde kesişiyor ve ilk bölüm son derece basit bi şekilde bitiyor. Lakin olanlar ikinci bölüm oluyor. Time Skip gerçekleşmiş ve oğlanlarımız birbirinden kopmuş. Olaylar çok garip bi şekilde ilerliyor ve "merak edilesi" o yere ulaşıyor bölüm sonunda. Sezonluk bilim-kurgu isteyene önerilir. Yalnız o iki oğlan fazla "samimi", ardından ne çıkar bilmiyorum:D
Nyanpire The Animation > Hah, geldik asıl troll animeye. Sadece 4 dakikalık bi seriden bahsediyorum ve bittiğinde suratınızda "ha? ._____." diye bi ifade kalıyor. Ölmek üzere olan bi kediye zamanında bi vampir kan veriyor ve bizim kedimiz oluyor Nyanpire~ İlk bölüm trollün alasıydı, kan diye dolaptaki kırmızı her şeyi deniyor. Sahibi buna kızıp balık veriyor. Ve final cümlesi "It tastes fishy ;_;" Sonra 2 dakikalık bi ending giriyor falan. ÇOK SAÇMA ama sırf o trollenme hissi için izletiyor kendisini:D Aynı zamanda parodilere de yer vermiş, 2. bölümde Sengoku Basara'dan Date Masamune'nin kedi versiyonu vardı:
http://myanimelist.net/character/42419/ ... Dokuganryu
Neyse neyse, troll bi şeyler arayanlara önerilir.
Sacred Seven > Tipik Code Geass. Aynı stüdyodan çıkmış zaten. Çizimlerin hafiften benzemesi, aksiyonun benzemesi falan filan pek bi Code Geass havası seziyorum. Düşen meteorun içinden "Sacred Seven" isimli 7 taş çıkıyor. Her bi taşın kendine ait özellikleri var. Bu taşları toplama, etkisiz hale getirme çabası bir yanda dursun, taşlaşmış kız kardeşini hayata döndürmek için uğraşan zengin kızımız esas oğlanımızdan yardım istiyor. Bir diğer yanda ise hapiste yaşayan başka bi oğlanımız var, seri için önemli bir rol kaplıyor. Kısa ama basit bi aksiyon, meraklısına. Ha, açılışı da Yuki Kajiura yapımı, paylaşmadan edemem ben şimdi:
http://youtu.be/fJOM0t8c-pM
Usagi Drop > Sezonun en cici en en en cici animesi:D Slice of Life türündeki seri, eminim kız-erkek herkesin izleyebileceği tarzda. Yalnız yaşayan adamımızın babası bi gün vefat ediyor ama geride büyükbabamızın gayrımeşru kızı kalıyor. Küçük kızın sorumluluğunu kimse almak istemiyor tabii ki. Bizim oğlanımız gönüllü oluyor ve evine alıyor. Kız çok çok çok çok çok tatlı, aynı zamanda seslendirmesini 10 yaşında bir kız yaptığı için -üstelik ilk projesi- o küçük kız havasını çok iyi yakalıyoruz. Yağlı boya tarzındaki animasyonuyla da farklı bi hava yakalamış. Büyük küçük izleyen herkesin suratında tebessüm yaratıcaktır bu seri, eminim.
Yuru Yuri > Yuri olmasa asla başlamıycağım bu seriyi niye izlediğimi hala bilmiyorum. Liseye yeni başlamış kızların kulüp odasında geçirdikleri lay lay lom zamanı ele alıyor. ÇOK BOŞ. Lakin, sonradan çıkagelen bi karakter seriyi bi ucundan tutmaya yetiyor sanırım. Tamamen "yuri" fantezileriyle donatıyor seriyi okul başkanı yardımcısı kızımız. Hatta daha iyi odaklanmak için gözlüklerini falan çıkarıyor:D hoş, seri hala ÇOK BOŞ. Ama ne bileyim, K-On seven moe meraklısı kişiler bunu da izler heralde.
Öhm, aslen daha izlediğim bi kaç seri daha vardı ama daha ilk bölümden bıraktım. Ne olduklarını hatırlamadığım için onları es geçiyorum v_v Hadi ben yavaştan kalkayım. *gider*
Yaz sezonu biraz Seinen ağırlıklı sanki. Çok fazla ecchi beklerken bu kadar aksiyon ve seinen ile karşılaşınca şaşırdım doğrusu. Moe'leri durduramıyoruz gerçi <_<
Higurashi No Naku Koro Ni "Kira" > Ahem, Higurashi serilerini izleyen ya da en ufak bi bilgisi olan arkadaşların izleyebileceği 10. yıl şerefine eğlenceli bi OVA. Fanservislerin döndüğü filler tadında geçen 3-5 bölüm:D Poposuyla cam silenler, bedeni yemekle kaplananlar, göğüslerinin arasına flüt sokanlar vesaire vesaire. Pata küte birilerini kesen karakterlerimizi bi de böyle görmek isteyenlere iyi gelir bence
Ikoku Meiro no Croiseé > Lanet olsun bu animede niye sıkılmıyorum. Eski Fransa zamanlarını konu alıyor. Fransa'ya Japonya'dan keyfi olarak çalışmak için gelen küçük kızımız Yune'nin bi "tabelacıda" geçirdiği zamanları anlatıyor. Her ne kadar kızımızın sürekli ^^ modda gezmesi çok sıkıcı olsa da, Japon ve Fransız kültürüyle ilgili ufak ufak ara bilgilerin geçmesi seriyi biraz hoş hale getiriyor. Üstelik arada Fransızca anlatıcının devreye girmesi de hoş bi artı.
Kamisama Dolls > Sezondaki favorim sanırım. Başta çok sıkıcı başlamış gibi dursa da bi şekilde aksiyonu iyi kavradı bu seri. Robotumsu şeyleri zihnen yönetebilen "Seki"ler, bu geleneği uzun yıllarca sürdüren bi köy ve bu köyden kaçan gencimizi anlatıyor. Biraz geçmişe dayalı bi tema halinde ilerlediğinden, insanın aklında hep bi merak oluyor seri boyunca. Ortada bi sırrın dönmesi de seriye bağlılığı arttırıyor. Şahsen bu sezondaki favorim bu, açılışı da pek güzel zaten:D Aksiyon tarzı bi şeyler arayanlara önerebilirim.
Kamisama no Memochou > bir anime nasıl batırılır. En iyi örneği budur heralde. NEET bi dedektifi ele alıyıor serimiz, "It's the only NEET thing to do" sloganıyla çok ilgi çekici olarak başlamış, light novel uyarlaması olduğu için daha bi dikkat çekmişti ama maalesef o beklenen hareketi yakalayamadı. Her bölüm bir case/dava üzerinden ilerledikleri için ortada karakterler üzerinde bi gelişme olmuyor, sanki her bölüm seriye ilk kez başlamış gibi bi havadayız. NEET dedektif kızımız çok tatlı, çok soğukkanlı ama bi o kadar da şirin olmasına rağmen seriyi kurtaramıyor. Hoş, 4. bölüm pek aksiyonlu bi havaya sahipti ama sanmıyorum seri iyi yerlere gelebilsin. 7 puan eder yine de.
Mawaru Penguindrum > Revolutionary Girl Utena izleyenler varsa bilir, sembolizmin ne derece suratlarına tokat gibi yapıştırıldığını, mindfuck'ların doruklarını. İşte o lanet güzellikteki animenin yönetmeninin sahnelere geri dönüşü bu Penguenli animeyle oldu. insan korkuyor tabi, sembolizmler yine hükmedecek mi diye ama bu seferlik Komediyle yetiniyoruz. Kız kardeşlerinin hiç beklemedikleri bi anda hastalığı yüzünden ne yapacaklarına karar veremeyen iki abinin, bi anda kardeşlerinin yanlarında dirilmesiyle hayatları değişiveriyor. Giydiği bi şapkayla bambaşka bi insana bürünen "zombi" kızımız, "Penguindrum" isimli bi şeyi oğlanların bulmasını istiyor. Yardımcı olarak da kardeş başına bi penguen gönderiyor. Penguenlerimiz seriyi kurtaran unsurlar bence:D Bu sezon için ciddi anlamda "garip" bi anime isteyen varsa penguenleri seve seve öneririm.
Mayo Chiki! > Sezondaki ikinci favorim de bu sanırım. Beklenmedik derecede mangasından animesine iyi bi şekilde uyarlanan serimiz, tam anlamıyla bir "okul komedisi." Genelde bu tarz animeler çok klasiktir, çok klasik espriler olur. Hatta ben de ilk bölümde bırakmayı düşünüyordum. Tüm okulun imrendiği çok güzel zengin kızımız, bunun yanında sürekli dolaşan çok yakışıklı uşağı ve bunların dışında kızlarla temasa girdiğinde burnundan kanlar fışkıran, kızlardan kaçtığı için gay sanılan basit oğlanımız. Bir bakıyoruz, aslında erkek uşak güzeller güzeli bir kız. Buraya kadar çok klasik. Ama kim tahmin eder, zengin kızımızın sadist çıkacağını; ara ara kızlarımızın yandereye bağlayacağını. Hala çok klasik duruyor aslında ama bi şekilde komedi seviyesini yüksek tutmayı başarmış Mayo Chiki. Bu sezonun en iyi komedisidir bence bu.
Nana to Kaoru > Ben bunu niye izlediğimi hala anlamış değilim. Mangası çok güzel diye duydum, izlemeye başladım ve karşıma çıkan tek şey fetiş meraklısı bi oğlan ve kızın "eğlencesine" sapıtmaları. Kızımız okulun en uslu kızı, en zeki çalışkan kızı. Oğlan da pislik tipsizin teki. Fetişler üzerine kurulu bi arkadaşlığı konu alıyor, ilk bölümden ötesini izlemedim. Hani meraklısı varsa izleyebilir:D
No. 6. > Sezonun bilim-kurgu serisi. Sanırım tek bilim-kurgu bu sezondaki, emin değilim gerçi. İlk bölüm pek garip; bir yanda çok süt bi oğlanın garip hareketleri, diğer yandan bi mekandan kaçan suçlu oğlanımız. Bunların yolu bir yerde kesişiyor ve ilk bölüm son derece basit bi şekilde bitiyor. Lakin olanlar ikinci bölüm oluyor. Time Skip gerçekleşmiş ve oğlanlarımız birbirinden kopmuş. Olaylar çok garip bi şekilde ilerliyor ve "merak edilesi" o yere ulaşıyor bölüm sonunda. Sezonluk bilim-kurgu isteyene önerilir. Yalnız o iki oğlan fazla "samimi", ardından ne çıkar bilmiyorum:D
Nyanpire The Animation > Hah, geldik asıl troll animeye. Sadece 4 dakikalık bi seriden bahsediyorum ve bittiğinde suratınızda "ha? ._____." diye bi ifade kalıyor. Ölmek üzere olan bi kediye zamanında bi vampir kan veriyor ve bizim kedimiz oluyor Nyanpire~ İlk bölüm trollün alasıydı, kan diye dolaptaki kırmızı her şeyi deniyor. Sahibi buna kızıp balık veriyor. Ve final cümlesi "It tastes fishy ;_;" Sonra 2 dakikalık bi ending giriyor falan. ÇOK SAÇMA ama sırf o trollenme hissi için izletiyor kendisini:D Aynı zamanda parodilere de yer vermiş, 2. bölümde Sengoku Basara'dan Date Masamune'nin kedi versiyonu vardı:
http://myanimelist.net/character/42419/ ... Dokuganryu
Neyse neyse, troll bi şeyler arayanlara önerilir.
Sacred Seven > Tipik Code Geass. Aynı stüdyodan çıkmış zaten. Çizimlerin hafiften benzemesi, aksiyonun benzemesi falan filan pek bi Code Geass havası seziyorum. Düşen meteorun içinden "Sacred Seven" isimli 7 taş çıkıyor. Her bi taşın kendine ait özellikleri var. Bu taşları toplama, etkisiz hale getirme çabası bir yanda dursun, taşlaşmış kız kardeşini hayata döndürmek için uğraşan zengin kızımız esas oğlanımızdan yardım istiyor. Bir diğer yanda ise hapiste yaşayan başka bi oğlanımız var, seri için önemli bir rol kaplıyor. Kısa ama basit bi aksiyon, meraklısına. Ha, açılışı da Yuki Kajiura yapımı, paylaşmadan edemem ben şimdi:
http://youtu.be/fJOM0t8c-pM
Usagi Drop > Sezonun en cici en en en cici animesi:D Slice of Life türündeki seri, eminim kız-erkek herkesin izleyebileceği tarzda. Yalnız yaşayan adamımızın babası bi gün vefat ediyor ama geride büyükbabamızın gayrımeşru kızı kalıyor. Küçük kızın sorumluluğunu kimse almak istemiyor tabii ki. Bizim oğlanımız gönüllü oluyor ve evine alıyor. Kız çok çok çok çok çok tatlı, aynı zamanda seslendirmesini 10 yaşında bir kız yaptığı için -üstelik ilk projesi- o küçük kız havasını çok iyi yakalıyoruz. Yağlı boya tarzındaki animasyonuyla da farklı bi hava yakalamış. Büyük küçük izleyen herkesin suratında tebessüm yaratıcaktır bu seri, eminim.
Yuru Yuri > Yuri olmasa asla başlamıycağım bu seriyi niye izlediğimi hala bilmiyorum. Liseye yeni başlamış kızların kulüp odasında geçirdikleri lay lay lom zamanı ele alıyor. ÇOK BOŞ. Lakin, sonradan çıkagelen bi karakter seriyi bi ucundan tutmaya yetiyor sanırım. Tamamen "yuri" fantezileriyle donatıyor seriyi okul başkanı yardımcısı kızımız. Hatta daha iyi odaklanmak için gözlüklerini falan çıkarıyor:D hoş, seri hala ÇOK BOŞ. Ama ne bileyim, K-On seven moe meraklısı kişiler bunu da izler heralde.
Öhm, aslen daha izlediğim bi kaç seri daha vardı ama daha ilk bölümden bıraktım. Ne olduklarını hatırlamadığım için onları es geçiyorum v_v Hadi ben yavaştan kalkayım. *gider*
Dediğin bir çok şeye katılıyorum UnderminE, cidden güzel toparlamışsın sezonu. Bir kaç noktada yorum yapacaktım ama vaktim yok şu anda.
O yüzden şu videoyu bırakıp kaçayım bende; http://www.youtube.com/watch?v=pbbLsN-JJEc
O yüzden şu videoyu bırakıp kaçayım bende; http://www.youtube.com/watch?v=pbbLsN-JJEc
Ya dedim yorum yapacağım diye, e izlediğimiz şeylerde aynı düşünüyorsak ne yapacağız?
İzlediklerim de seninle hep aynı düşünmüş vaziyetteyim, ona da ayrı bir şaşırıyorum Bir favori sıralaması farklı doğal olarak, bir de Kamisama Dolls'u o kadar ilginç bulmadım ben şahsen ilk dört bölüm boyunca. 5. bölümü izledik den sonra son kararımı veririm artık. Ama katılıyorum, açılışı cidden harika.
Benden senden farklı izlediklerimi yazayım bari UnderminE.
Baka to Test: Birinci sezonun eğlenceli dili ve tarzı ikinci sezona da geçmiş. Adı üstünde aptallar aptalca şeyler yapıyorlar, bizde izliyoruz onları En çok hoşuma giden ayrıntılardan birisi ise görsel anlatımda kullandığı teknik. SHAFT gibi görseller kullanıyorlar, beni mutlu ediyorlar.
Dantalian no Shoka: Severek takip ediyorum. Geçen sezondan Gosick izleyip ona bayılmış birisi için harika oldu bu. Baş bayan karakterimiz çok bilmiş, akıllı akıllı konuşan şirin bir kızımız. Kendisi şirinlik sınıfında Victorique ile yarışıyor. Baş erkek karakter ise ağırbaşlı, centilmen ama iş başa düşüncede işi bitiren birisi. Böyle daha gerçekçi olmuş diyebilirim. Süreklik erkeklik abidesi gibi dolaşan, ya da pısırık birisi değil, orta şeker.
Natsume Yuujinchou San: İlk iki sezonunu gerek duygulanarak, gerekse gülümseyerek izlediğim favori anime serimdir. Şimdiye kadar çıkan bölümleri de aynı kaliteyi devam ettiriyor. Anlatılmaz, yaşanır bir seridir kendisi. İyi ki anime izlemeye başlamışım dedirtir adama. Bir de arkadaşların kıymetini öğretiyor gerçekten de.
The Idolmaster: Vallahi efendim, duyduk ki Muria, ki kendisi Berserk'in yaratıcısı olur, bu serinin oyunlarını çok severmiş. Bu animede o oyunların uyarlamasıymış. Nedir bu iş diye izliyorum izleyeceğim de
O açılış hakikatten harika olmuş. Hiç haberim yoktu gg'den son bölümü indirdim bir açtım, opening'e geldiğinde they see me rolling demeye başladı, ben yerlere yattım
Ama bu kadar uyar yani, sanki onun için yapılmış.
İzlediklerim de seninle hep aynı düşünmüş vaziyetteyim, ona da ayrı bir şaşırıyorum Bir favori sıralaması farklı doğal olarak, bir de Kamisama Dolls'u o kadar ilginç bulmadım ben şahsen ilk dört bölüm boyunca. 5. bölümü izledik den sonra son kararımı veririm artık. Ama katılıyorum, açılışı cidden harika.
Benden senden farklı izlediklerimi yazayım bari UnderminE.
Baka to Test: Birinci sezonun eğlenceli dili ve tarzı ikinci sezona da geçmiş. Adı üstünde aptallar aptalca şeyler yapıyorlar, bizde izliyoruz onları En çok hoşuma giden ayrıntılardan birisi ise görsel anlatımda kullandığı teknik. SHAFT gibi görseller kullanıyorlar, beni mutlu ediyorlar.
Dantalian no Shoka: Severek takip ediyorum. Geçen sezondan Gosick izleyip ona bayılmış birisi için harika oldu bu. Baş bayan karakterimiz çok bilmiş, akıllı akıllı konuşan şirin bir kızımız. Kendisi şirinlik sınıfında Victorique ile yarışıyor. Baş erkek karakter ise ağırbaşlı, centilmen ama iş başa düşüncede işi bitiren birisi. Böyle daha gerçekçi olmuş diyebilirim. Süreklik erkeklik abidesi gibi dolaşan, ya da pısırık birisi değil, orta şeker.
Natsume Yuujinchou San: İlk iki sezonunu gerek duygulanarak, gerekse gülümseyerek izlediğim favori anime serimdir. Şimdiye kadar çıkan bölümleri de aynı kaliteyi devam ettiriyor. Anlatılmaz, yaşanır bir seridir kendisi. İyi ki anime izlemeye başlamışım dedirtir adama. Bir de arkadaşların kıymetini öğretiyor gerçekten de.
The Idolmaster: Vallahi efendim, duyduk ki Muria, ki kendisi Berserk'in yaratıcısı olur, bu serinin oyunlarını çok severmiş. Bu animede o oyunların uyarlamasıymış. Nedir bu iş diye izliyorum izleyeceğim de
O açılış hakikatten harika olmuş. Hiç haberim yoktu gg'den son bölümü indirdim bir açtım, opening'e geldiğinde they see me rolling demeye başladı, ben yerlere yattım
Ama bu kadar uyar yani, sanki onun için yapılmış.
Ah, ikinci sezon olan şeyleri elemiştim ben, onları da sen yazmışsın hadi bakalım:D Ya Kamisama Dolls'u sevmemin nedeni dediğim gibi 5. bölümle birlikte oldu. O lanet olası köyde neler olduğunu öğrenmeye ilk adımı o bölümde atıyoruz:D
Geçen sezon ben öss falan filan derken hiçbi şeyi izleyemediğim için Gosick'i de bilmiyorum malesef. <_< Şu Natsume, bayadır izlemek isterdim, konusu nedir ya da türü nedir bi bilgilendir bakalım :F Sonra hah! The Idolm@ster, bıraktığım serilerden birisi de oydu:D Aslında müziklerini ara ara dinlemiştim falan ama abi animesi de çok gıy gıy ya:D Yani bildiğin animenin sonunu görüyorum resmen, açılışı izlemek yetiyor animenin sonunda neler olucağını görmeye:D Ama ilk 3 bölümde güldüğüm yerler çoktu, mesela sarışın kızın uykulu halde "adım hede hödö" diyip geri yatması, sonra kalkıp "ha ayrıca göğüslerim büyük" diyip tekrar uykuya dalması çok fenaydı bi kere:D
Ben online izlediğimden *bi bölüm 1 saatte iniyor da* o tarz şeyleri pek göremiyorum tabi. gg'nin çeviri notları falan çok eğlencelidir aslında, o da bomba gibi olmuş valla:D Animeyi hiç bilmesem orjinal opening sanıcam yani:D
Geçen sezon ben öss falan filan derken hiçbi şeyi izleyemediğim için Gosick'i de bilmiyorum malesef. <_< Şu Natsume, bayadır izlemek isterdim, konusu nedir ya da türü nedir bi bilgilendir bakalım :F Sonra hah! The Idolm@ster, bıraktığım serilerden birisi de oydu:D Aslında müziklerini ara ara dinlemiştim falan ama abi animesi de çok gıy gıy ya:D Yani bildiğin animenin sonunu görüyorum resmen, açılışı izlemek yetiyor animenin sonunda neler olucağını görmeye:D Ama ilk 3 bölümde güldüğüm yerler çoktu, mesela sarışın kızın uykulu halde "adım hede hödö" diyip geri yatması, sonra kalkıp "ha ayrıca göğüslerim büyük" diyip tekrar uykuya dalması çok fenaydı bi kere:D
Ben online izlediğimden *bi bölüm 1 saatte iniyor da* o tarz şeyleri pek göremiyorum tabi. gg'nin çeviri notları falan çok eğlencelidir aslında, o da bomba gibi olmuş valla:D Animeyi hiç bilmesem orjinal opening sanıcam yani:D
Hadi ya? İzleriz bakalım 5. bölümü bir boşlukta.
İnşallah başarılı olmuşsundur ÖSS'de, ne tür bir illettir bilirim her Türk Genci gibi
Gosick şöyle, başta Dedektif Conan tarzı gizemli olayları istek üzerine çözen Victorique'nın üzerine yoğunlaşıp, gizem olaylarında sınıfta kalan bir seri. Serinin ilk yarısında gizem sınıfta kalınca ben karakter etkileşimleri ile Victorique'nın şirinlikleri için izledim Ayrıca geçtiği tarih ve ortam diğer serilerde gördüğümüz ortamlardan çok farklı. İkici Dünya Savaşı'na doğru Sabure adlı hayali bir ülkede geçiyor. Ülkede kullanılan dil Franzsızca ve ortamda o çağları andıran şekilde. Victorique'nın ses aktörü cidden çok başarılı bir performans sergiliyor bu rolde onu da belirteyim. Serinin ikinci yarısında hikaye yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. Birden, bu hafta Victorique ne şirinlik yaptı acaba demek yerine bu bölüm ne gelişmeler oldu acaba demeye başlıyor insan. Sonradan kendini affettiren bir seri, bu beklentiyle girersen daha rahat izlersin. Baş karakter Kujo'dan da bahsederdim de çok uzun oldu post
Natsume şöyle bir şey. Natsume çocukluğundan beri Youkai, yani Japonların efsanevi yaratıklarını gören ve bundan bahsettiği içinde yalancı konumuna düşen yetim bir çocuktur.
Bu yeteneği büyük annesi Reiko'dan gelmektedir. Lise zamanına geldiğinde baba tarafından yaşlı bir çift ile yaşamakta, ve artık youkai varlıkları görebildiğini kimseyle paylaşmamaktadır.
Bir gün eski bir tapınakta mühürlenmiş Madara adlı bir yaratığı diyeyim sen anla, serbest bırakır yanlışlıkla. Madara Natsume'den, Reiko'nun içini başka youkai varlıkların ismiyle doldurduğu Book of Friends adlı nesneyi istemektedir. Madara ile anlaşan Natsume onu diğer youkai varlıklardan korumasına karşılık, ölünce Book of Friends'i ona bırakacağına söz verir. Böylece Natsume'nin bu isimleri sahiplerine geri verme serüveni başlar.
Anime genel olarak episodik ilerliyor. Her bölüm içinde kimi zaman insanın içini burkan, kimi zamanda yürek ısıtan çeşitte hikayeler mevcut. İlerledikçe Takashi bu arada baş karakterin ismi bu; Takashi Natsume ve Reiko'nın yaşadığı zorlukları ve onların çektiği sıkıntıları görüyoruz. Ayrıca Madara, nam-ıdiğer Nyanko-sensei cidden izlemesi eğlenceli bir side kick.
Ben her bölümünü ayrı bir zevkle izliyorum ve animede dövüş, akisyon dışında başka bir şey izlemem diyen tipler dışında herkese de tavsiye ederim.
Gıy gıy canım, hem de nasıl. Dedim ya, bir Berserk Fanı olarak bu seriyi izlemem benim için farz Oyunlarını oynayamayacağına göre ancak bunu yapabilirim. Ara ara komik sahneler yok değil mesela şöyle bir shop var çok güldüm görünce
gg o tür trollikleriyle meşhur. En komiği bu olmuş kanımca
İnşallah başarılı olmuşsundur ÖSS'de, ne tür bir illettir bilirim her Türk Genci gibi
Gosick şöyle, başta Dedektif Conan tarzı gizemli olayları istek üzerine çözen Victorique'nın üzerine yoğunlaşıp, gizem olaylarında sınıfta kalan bir seri. Serinin ilk yarısında gizem sınıfta kalınca ben karakter etkileşimleri ile Victorique'nın şirinlikleri için izledim Ayrıca geçtiği tarih ve ortam diğer serilerde gördüğümüz ortamlardan çok farklı. İkici Dünya Savaşı'na doğru Sabure adlı hayali bir ülkede geçiyor. Ülkede kullanılan dil Franzsızca ve ortamda o çağları andıran şekilde. Victorique'nın ses aktörü cidden çok başarılı bir performans sergiliyor bu rolde onu da belirteyim. Serinin ikinci yarısında hikaye yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. Birden, bu hafta Victorique ne şirinlik yaptı acaba demek yerine bu bölüm ne gelişmeler oldu acaba demeye başlıyor insan. Sonradan kendini affettiren bir seri, bu beklentiyle girersen daha rahat izlersin. Baş karakter Kujo'dan da bahsederdim de çok uzun oldu post
Natsume şöyle bir şey. Natsume çocukluğundan beri Youkai, yani Japonların efsanevi yaratıklarını gören ve bundan bahsettiği içinde yalancı konumuna düşen yetim bir çocuktur.
Bu yeteneği büyük annesi Reiko'dan gelmektedir. Lise zamanına geldiğinde baba tarafından yaşlı bir çift ile yaşamakta, ve artık youkai varlıkları görebildiğini kimseyle paylaşmamaktadır.
Bir gün eski bir tapınakta mühürlenmiş Madara adlı bir yaratığı diyeyim sen anla, serbest bırakır yanlışlıkla. Madara Natsume'den, Reiko'nun içini başka youkai varlıkların ismiyle doldurduğu Book of Friends adlı nesneyi istemektedir. Madara ile anlaşan Natsume onu diğer youkai varlıklardan korumasına karşılık, ölünce Book of Friends'i ona bırakacağına söz verir. Böylece Natsume'nin bu isimleri sahiplerine geri verme serüveni başlar.
Anime genel olarak episodik ilerliyor. Her bölüm içinde kimi zaman insanın içini burkan, kimi zamanda yürek ısıtan çeşitte hikayeler mevcut. İlerledikçe Takashi bu arada baş karakterin ismi bu; Takashi Natsume ve Reiko'nın yaşadığı zorlukları ve onların çektiği sıkıntıları görüyoruz. Ayrıca Madara, nam-ıdiğer Nyanko-sensei cidden izlemesi eğlenceli bir side kick.
Ben her bölümünü ayrı bir zevkle izliyorum ve animede dövüş, akisyon dışında başka bir şey izlemem diyen tipler dışında herkese de tavsiye ederim.
Gıy gıy canım, hem de nasıl. Dedim ya, bir Berserk Fanı olarak bu seriyi izlemem benim için farz Oyunlarını oynayamayacağına göre ancak bunu yapabilirim. Ara ara komik sahneler yok değil mesela şöyle bir shop var çok güldüm görünce
gg o tür trollikleriyle meşhur. En komiği bu olmuş kanımca
Ben biraz eski animeleri izledim bu yaz sayılır mı?
Şimdi yazacağım iki anime de izlemediğimden dolayı utanç duyduğum şeylerdi ama artık izlemiş bir haldeyim
1-Howl's Moving Castle:Bu film hakkında cidden yorum yapmama gerek var mı?
2-Beck:Bir gitarist olarak bu animeyi de tıpkı Howl's Moving Castle gibi çeşitli şansızlıklardan dolayı izleyememiştim.Sonunda izlemeyi başardığım anime beni benden aldı.İster konu ister işleniş ister müzikler olsun harikaydı.Müziklere biraz daha deyinmek istiyorum.Bence bu animeye yakışır müzikler olmuş.Özellikle My World Down ve Maho ve Tanaka'nın beraber söylediği versiyonuyla Moon On The Water en çok kulağıma çarpanlardı.Müzikler konusunda tek sorun animesiyle Live Action'ının aynı müziklere sahip olmaması onun dışında sorun yok.Tek bir noktada yapımcılara sövesim geldi o da Lucille.Animeyi izlerken baktım hep gitar modelleri falan gerçek hayatta aynı.Lucille diyince aklıma direk BB King'in gitarı geldi noluyo falan diye bir kalp çarpıntısı bir heyecanla bekledim çıkacak gitarı ama çıkan gitar sadece 7 kurşun deliği bulunan bir Les Paul'dü.Bu mu Lucille yani biz de yedik.Başka isim mi bulamadınız gitara.Siz de benimle aynı şoku yaşamayın diye söylüyorum.(Bir de Tanaka süper gitarlar arasında ala ala en gıcık olduğum gitar Telecaster'ı aldığı zaman da aynı şoku yaşamıştım.Sakın bana adam kalkmış gitarları eleştiriyor animeye bak falan demeyin bir gitarist animesinde gitarlar önemlidir.)
Şimdi yazacağım iki anime de izlemediğimden dolayı utanç duyduğum şeylerdi ama artık izlemiş bir haldeyim
1-Howl's Moving Castle:Bu film hakkında cidden yorum yapmama gerek var mı?
2-Beck:Bir gitarist olarak bu animeyi de tıpkı Howl's Moving Castle gibi çeşitli şansızlıklardan dolayı izleyememiştim.Sonunda izlemeyi başardığım anime beni benden aldı.İster konu ister işleniş ister müzikler olsun harikaydı.Müziklere biraz daha deyinmek istiyorum.Bence bu animeye yakışır müzikler olmuş.Özellikle My World Down ve Maho ve Tanaka'nın beraber söylediği versiyonuyla Moon On The Water en çok kulağıma çarpanlardı.Müzikler konusunda tek sorun animesiyle Live Action'ının aynı müziklere sahip olmaması onun dışında sorun yok.Tek bir noktada yapımcılara sövesim geldi o da Lucille.Animeyi izlerken baktım hep gitar modelleri falan gerçek hayatta aynı.Lucille diyince aklıma direk BB King'in gitarı geldi noluyo falan diye bir kalp çarpıntısı bir heyecanla bekledim çıkacak gitarı ama çıkan gitar sadece 7 kurşun deliği bulunan bir Les Paul'dü.Bu mu Lucille yani biz de yedik.Başka isim mi bulamadınız gitara.Siz de benimle aynı şoku yaşamayın diye söylüyorum.(Bir de Tanaka süper gitarlar arasında ala ala en gıcık olduğum gitar Telecaster'ı aldığı zaman da aynı şoku yaşamıştım.Sakın bana adam kalkmış gitarları eleştiriyor animeye bak falan demeyin bir gitarist animesinde gitarlar önemlidir.)
İstatistikler
Toplam 482 mesaj • Toplam 75 başlık • Toplam 36 üye • En yeni üyemiz JokerSenpai
Bugüne kadar en çok 19 kişi tarihinde çevrimiçi oldu